KARABÜK'TE İKİ YILDIR SÜREN YETKİ MÜCADELESİNİ KAZANAN ÇELİK-İŞ SENDİKASI HADDEHANE MEYDANINDA BİR MİTİNG DÜZENLEDİ.
Haber-Foto: Karabük-İHA Karabük’te, Çelik-İş Sendikası ve Türk Metal Sendikası arasında başlayan yetki mücadelesinde kazanan Çelik-İş Sendikası oldu. Çelik-İş Sendikası’na üye işçiler, Kardemir içinde bulunan Haddehaneler alanında toplanarak miting yaptı.
Karabük’te iki yıl önce başlayan yetki mücadelesinde Çelik-İş Sendikası yetkiyi alırken, KARDEMİR’de miting düzenlendi. Yağmurlu havaya rağmen bilerce işçi alanı doldururken, “İşçi sendika omuz omuza”, “Çelik-İş nerede biz oradayız” sloganları attı.
Hak-İş Konfederasyonu Genel Başkanı Yardımcısı ve Çelik-İş Sendikası Genel Başkanı Cengiz Gül de, “Uzun yıllar birlikte olamadık. Ama bu meydanda verilen sözleri hep yerine getirmenin onurunu yaşayan sendikanın genel başkanıyım. Rahmetli Türker, Kardemir’in kapatılma kararı verildiğinde bu meydanda ‘Kardemir kapatılırsa bu meydanda beni asın’ diyecek kadar yürekli sendikacının işçilerisiniz. Bu her sendikacının söyleyebileceği bir cümle değildir. Öyle bir liderdi ki söyleyeceğini yapabilen bir liderdi. İşte ‘ölümle pazarlık olmaz’ diyen bir liderin bir sendikasını bu meydanda tekrar sizlerle buluşturma onuruna eriştik. İki yılı aşkın süredir yetkisizlik süresi yaşatıldı. Bunun sorumlusu asla biz değiliz, bu süreci yaşatanlar Kardemir işçisine hesap vereceklerini unutmasın." diyerek konuşmasına başladı.
Bu süreçte çok sıkıntılı günler yaşandığını anlatan Gül, şunları söyledi;
"Acılar yaşandı. Ama bu sürecin sonucunda birlik beraberliğimizi koruyarak, çıkmak konusunda büyük gayretler gösterdik. Biz ‘emeğinden alın terinden başka sermayesi olmayan insanlarız’ dedik. Küs olmanın bir emek şehri olan bu şehrin caddelerinde küskünlüğü, dargınlığı asla ve asla kabullenmeyeceğimizi söyledik. Geldiğimizden beri bu cümlelerimizden, inancımızdan hiçbir ödün vermedik. Tahriklere, yalanlara rağmen asla ve asla ilkemizden, sendikal anlayışımızdan, KARDEMİR sevdamızdan asla taviz vermedik ve vermeyeceğiz. ‘Bize şunlar yapıldı, yarın burada yetki alırsak 250 işçi şu kapıdan atacağı, 400 işçi şu kapıdan atacağız’ dediler, bize bu tehditlerle geldiler. Biz ‘işçi işçinin kardeşidir, dostudur, biz sendikaların görevi 400 kişi atmadı değil’ dedik. Biz ‘burada birlik beraberliği sağlayacağız’ dedik. Bizim kimsenin işinde, aşında, ekmek mücadelesinin karşısında olmayacağız. Çok net söylüyorum bundan sonra KARDEMİR işçisinin birlik ve beraberliğine aynı dostluğu sağlayacağımıza inanıyorum. Bundan sonra ihanete, Kardemir işçisinin işine karışanlara asla ve asla müsaade etmeyeceğimizi çok net şekilde söylüyorum. Birlik ve beraberliğimizi koruyarak Türk Metal Sendikası’na giden arkadaşlarımızın Çelik-İş’e dönerek kayıtlarını yaptırdıklarını biliyoruz. Bundan sonra başka yüzlerle başka kılıflarla başka şekillerle karşımıza gelebilirler. Ama asla ve asla tahammülümüz olmadığını söylüyorum bunların gerçek yüzlerini tanıyın. Birlik ve beraberliğimizi bozmayalım, bizim bizden başka dostumuz yok. Bugüne kadar üçüncü kez karşınızdayız hasta olan arkadaşlarımızı ziyaret ettim."
Kardemir’de yapılan kavganın sermayenin kavgası olmadığını anlatan Gül, sözlerini şöyle tamamladı;
"Kardemir’i ele geçirmek isteyen insanlar Kardemir işçisini kullanarak Kardemiri ele geçirmeye çalıştı. Neredeler onlar? O giden arkadaşlarımızın da yanlarında yoklar. Biz bize kaldık. Emekçiler emekçilerle kalıyor. Biz hep onlarla birlikte olacağız”
Hak İş Konfederasyonu Genel Başkanı Mahmut Arslan da, zaferin kutlu olmasını dileyerek sözlerine şöyle devam etti;
"Mücadelemiz mübarek, toplu sözleşme yetkimiz hayırlı uğurlu olsun. Bedeni Öğlebeli mezarlığında olan, ruhu bizimle beraber olan muhterem rahmetli Metin Türker’in ruhu şad olsun. Onun bize bıraktığı emaneti Allah’a şükür yere düşürmedik. Bütün tezgahlara rağmen, bütün karanlık güçlere rağmen, bize emanet ettiği Çelik-İş’i namerte teslim etmedik. Onun için bugün ne kadar onur duysanız, ne kadar heyecanlansanız azdır. Gerçekten bu gün bizim bayramımız, bayramınız mübarek olsun. Keşke Karabük’te Kardemir'de karşımızda sendika olsaydı, bizimle beraber sendikacılık yapanlarla mücadele etseydik, yanlış yaparsak, işçinin emeğin yanında duramazsak bu işçi gerektiğinde bize mesaj vermeliydi. Ama karşımızda sendika yoktu, karşımızda Silivri’nin uzantıları vardı. Ergenekon süreci vardı karşımızda. Başını takip ettiniz 1980 darbesini yapan generaller Hak-İş’in kapısına kilit vurdu. Bütün mal varlığımıza el koydular, toplu sözleşmelerimizi iptal ettiler. Onlar işçinin emekçinin alın teriyle ödediği aidatları darbecilere peşkeş çekti. Karşımızdakilerin karanlık güç odaklıların sendikal güç uzantıları olması Karabük’teki mücadelemizi daha anlamlı kılıyor. Biz sadece Çelik-İş’e değil Kardemir’e değil ülkemize sahip çıktık. Bundan sonra yeni şeylere imza atacağız. Yüksek fırının bacası tütecek, Karabük ayakta kalacak ama Kardemir işçisi de namerde muhtaç olmayacak. Kardemir işçisi hak ettiği ücreti hak ettiği statüyü saygıyı da alacak, almak zorunda. Bizim boynumuzun borcu olduğunu genel başkana ifade ettim. Biz Hak-İş ailesi olarak 15 sendikasıyla Türkiye’nin en etkin en saygın bir mensubu olmaktan gurur duyduk. Bundan sonra biz sizinle beraber sizin bu saygınızı istismar ettirmeden geleceğe yürüyeceğiz. Türkiye’de yargıçlar var, yargı var. Onun için ne mutlu size ki, başınızı namertlerin önünde yere indirmedik. Karabük’te yeni bir dönem başlıyor.”
Kalabalık sloganların ardından alandan ayrıldı.
Editör: Haber Merkezi