Hani bazen diyoruz ya,
‘Karabük’ün sahibi yok’ diye.
Gerçekten de bazı gelişen olaylar karşısında Karabük’ün sahibinin olmadığı yönünde fikirlerimiz kabarıyor.
Dün Karabük Eğitim ve Araştırma Hastanesi, Beyin Cerrahı Servisinde, Beyin Cerrahı bir doktorumuz ve servis hemşiresi yatan bir hasta ile yakının saldırısına uğrayıp, darp ediliyorlar.
Hem de doktor kendi annesinin gözü önünde saldırıya uğruyor.
Düşünsenize…
Bir annenin gözü önünde oğlu dövülüyor.
Ne acı bir durum değil mi?
Beyin kanamasından hastaneye yatan ve 5-6 gün tedavi edip iyileştirdiği hasta ile yanındaki refakatçi tarafından saldırıya uğruyor doktor ile hemşire.
Olayın konusu ne?
Servisinde vizite yapan doktordan önce odaya hemşire giriyor. Refakatçi yan yatağa ayakkabıları ile uzanmış, yatıyor. Yerlerde çantalar, içilmiş su petleri naylon poşetler.
Ve hemşire ‘odayı toplayın, ayakkabı ile de yatağa uzanmayın’ diyor.
Vay efendim, sen misin bunu diyen?
Hemşireye saldır. Gürültüye karşı odaya gelen doktora saldır. Doktorun dudağını patlat. Hemşireyi yumruklayarak darp et.
Güvenlik görevlileri gelip müdahale etmese, belki de nasıl ağır darp edilecekler, Allah bilir.
Tabi Polis geliyor, alıyor ve adliyede mahkemeye çıkarılıyorlar.
Sonuç…
Saldırganların ikisi de adli kontrol şartıyla serbest.
Geçtiğimiz aylarda, yine Karabük Eğitim ve Araştırma Hastanesinde bir temizlik görevlisi, hasta yakını tarafından darp edildi diye ortalık ayağa kaldırıldı.
Hastane önünde eylemler, basın açıklamaları.
Şimdi bir doktor ve hemşire saldırıya uğruyor, darp ediliyorlar.
Yetkililer basından saklıyor, kamuoyundan saklıyor.
Sayın Valimiz Mustafa Yavuz beye buradan sormak istiyorum.
Bir doktor ve hemşirenin saldırıya uğraması karşısında, şehrin Valisi olarak tepkiniz ne oldu?
Karabük Tabipler Odası diye silik bir oda var. Ama sonuçta var ve hatta geçtiğimiz birkaç gün önce kongreleri yapıldı.
Bu saldırı karşısında ne yaptılar?
Hiç…
Yahu başka memleketlerde böyle olaylar yaşanıyor, ülke basınına düşüyor, Sağlık Bakanı açıklama yapıyor.
Bizim Karabük’te ise kimseden çıt çıkmıyor.
Saldırıya uğrayan doktor ile telefonda görüştüm ve bana ‘bu bir değil, bin değil’ diyerek ağlamaklı oluyor.
Yarılan dudağında bilmem kaç dikiş, zaten zor konuşuyor.
Yazık değil mi bu doktora?
Allah bilir, kadın hemşirenin durumu ne haldedir.
Ama bizden çıt yok.
Valisi, İl Sağlık Müdürlüğü, hastanenin Başhekimi, diğer doktorlar, Tabipler Odası, sağlık sektöründeki sendikalar neredesiniz?
Şehrin Milletvekilleri, Siyasileri, Belediye Başkanı, STK Temsilcileri siz de ancak seyirci kalın.
Sen Urfa’dan gel. Karabük’te doktor ve hemşire döv.
Aslında biz bu iki saldırganı ödüllendireli mi?
Ehh, farklı da bir şey de yapılmamış zaten.
Şimdi bu doktor ile hemşirenin yediği dayak yanlarına kar mı kaldı?
Pardon…
Doğru ya,
Karabük’ün gerçekten de sahibi yokmuş.