Manşet

GÜNEŞ, "BATI, İSLAMIN TANIMINI ÇIKARLARINA GÖRE YAPMAK İSTİYOR"

AK Parti Karabük Milletvekili Niyazi Güneş, 2021 Bütçe görüşmeleri kapsamında Diyanet İşleri Başkanlığı’nın bütçesi ile ilgili konuşma gerçekleştirdi.

Abone Ol

AK Parti Karabük Milletvekili Niyazi Güneş 2021 Bütçe görüşmeleri kapsamında Diyanet İşleri Başkanlığı’nın bütçesi ile konuşma gerçekleştirdi. Diyanet İşleri Başkanlığının kurulduğundan bugüne ana çizgisini koruduğunu vurgulayan Güneş, Ayasofya Camisi’nin 24 Temmuz Cuma günü ibadete yeniden açılmasının büyük bir hadise olduğunu söyledi.

Güneş, Avrupa merkezli olarak İslama ve Müslümanlara yönelik sistematik saldırı yapılmaya çalışıldığını ve Batının kendine göre İslamiyetin tanımını yapmaya çalıştığını ifade ettiği konuşmasında;

“Diyanet İşleri Başkanlığı, İslam dininin itikat, ibadet ve ahlak esaslarıyla ilgili işleri deruhte etmek, halkımızı doğru dini bilgiyle aydınlatmak üzere, ibadet yerlerini yönetmek üzere kurulmuştur. Başkanlık, kurulduğu günden itibaren İslam dininin iki temel esası olan Kur'an-ı Kerim’i ve Peygamber Efendimiz’in sahih sünnetini esas almaktadır. Diyanet İşleri Başkanlığının değişmeyen temel görevi dinimizin aydınlık mesajını halkımıza ulaştırmaktır ve Başkanlık için bu hususlar vazgeçilmeyecek hassasiyetlerdir. Asra yakın tecrübesiyle kuruluşundan itibaren Diyanet İşleri Başkanlığı ana çizgisini hep koruya gelmiştir. Kuruluşundaki imkânsızlıklardan bugüne birçok önemli hizmetlere imza atmıştır.

Diyanet İşleri Başkanlığının ülkemizin her köşesinde görevlisi bulunmaktadır. En ücra yerleşim yerine kadar hizmet veren devletimizin tek kurumu Diyanet İşleri Başkanlığıdır. Ülkemiz dışında ise 7 kıtada 100’e yakın ülkede 2.177 din görevlisiyle ülkemizin gönül elçiliğini yapmaktadır.

Diyanet İşleri Başkanlığı yurtdışındaki insanımız için sadece bir din hizmetinin değil âdeta bir kimlik ve özüyle var oluş mücadelesinin adıdır. Diyanet İşleri Başkanlığınca hazırlanan ve halkımızın istifadesine sunulan görsel, yazılı ve sesli yayınların toplumdaki itibarı, memnuniyet vericidir. Başkanlığın uzun zamandır gündeminde bulunan ve geçen yılki konuşmamda da hatırlattığım Diyanet Akademisi konusundaki yasal çalışmaların bir an evvel gerçekleşmesi, temel arzumuzdur.

Değerli milletvekilleri, ülkemizde 24 Temmuz 2020 Cuma günü büyük bir hadiseye şahit olduk. Ayasofya-ı Kebir Camisi, seksen altı yıl aradan sonra asli hüviyetine kavuşturularak Diyanet İşleri Başkanlığına tahsis edildi. Fethin sembolü olan Ayasofya, öncelikle bir mabettir ve vakıf eseridir. Ön yargılardan ve bazı saplantılardan sıyrılıp düşününce, Ayasofya’nın cami olarak ibadete açılması, herkesin memnun kalacağı bir karar olmuştur.

Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’a, bir kez daha, milletimiz adına Meclis kürsüsünden şükranlarımı sunuyorum. Sayın milletvekilleri, burada üzülerek ifade etmek isterim ki son yıllarda Avrupa’da İslamiyete ve Müslümanlara karşı sistemli bir düşmanlık yapılmaya çalışılıyor. Camilere, mescitlere, ibadet yerlerine ve Peygamber Efendimiz’e yönelik çirkin saldırılara göz yumulmaktadır. Batı, İslamiyetin tanımını kendi çıkarlarına göre yapmak istiyor fakat her ne yaparlarsa yapsınlar İslamiyetin hak ve hakikati asla değişmeyecek, güneş balçıkla sıvanamayacaktır.

Değerli milletvekilleri, bugün, başta yakın ve civar komşularımız olmak üzere birçok İslam ülkesinde üzülerek izlediğimiz kaos ortamı, Diyanet İşleri Başkanlığı gibi bir kurumun ne anlama geldiğini yeterince anlatmaktadır. Bu sebeple, Diyanet İşleri Başkanlığının niçin kurulduğunu fark edersek niçin olması gerektiğini anlamış oluruz. Diyanet İşleri Başkanlığının bütçesi yatırım bütçesi değil, personelinin maaş bütçesidir. Üstlendiği bu önemli görevleri toplumumuzun huzuru birlikteliği ve bir arada yaşama gayesi için yürüten Diyanet İşleri Başkanlığının her kademesindeki mensuplarına şükranlarımı arz ediyorum. Öyle ki 15 Temmuz gecesi okuduğu selalarla ve ezanlarla milletimize moral ve cesaret vermiştir." dedi.