UNESCO Dünya Miras Listesi'nde yer alan Karabük’ün Safranbolu ilçesinde 2 yaşında geçirdiği çocuk felci sonrası bedensel engeline rağmen hayata tutunan tek yemenici ustası Erhan Başkaya, 41 yıldır mesleğini sürdürüyor.
Karabük’ün Safranbolu ilçesinde yaşayan 54 yaşındaki Erhan Başkaya, iki yaşındayken çocuk felci geçirmesi nedeniyle bedensel engelli kaldı. İlkokulu bitirdikten sonra okulu bırakma kararı alan Başkaya, 1980 yılında, 1661 yılında kurulan ve Osmanlı ordusunun savaş zamanında yemeni ihtiyacını karşılayan 48 ahşap dükkanın bulunduğu ’Yemeniciler Arastası’nda, çırak olarak işe başladı. Girdiği iş sayesinde yeniden hayata tutunan Başkaya, zamanla kendisini göstererek aldığı ustalık belgesi sonrası kendi dükkanını açmayı başardı. Teknolojik gelişmeler ve çeşitli sebepler nedeniyle ustaların dükkanlarını tek tek kapatmasıyla yalnız başına kalan iki çocuk babası 41 yıldır mesleğini sürdürmenin gururunu yaşıyor. 54 yaşındaki ustanın 10 metrekarelik bir dükkanda üç çeşit deriden yaptığı ve yaz aylarında ayakları koku, terleme ve mantardan koruyan yemeniler yerli ve yabancı turistlerin ilgisini çekiyor.
İHA muhabirine konuşan ilçedeki tek yemeni ustası Erhan Başkaya, ilkokulu bitirdikten sonra babasına okumak istemediğini belirterek, “Benim dönemimde çok fazla kar yağardı. Bedensel engelli olduğum için benim kışın okula gitmem çok zor oluyordu. Yürüyemiyordum” dedi.
BENİ TOPLUMA KAZANDIRDI
Başkaya, iki yaşında geçirdiği çocuk felcinden dolayı ayaklarının bedensel engelli kaldığını söyledi. Okulu bıraktıktan sonra bir şeyler yapmaya karar verdiğini ifade eden Başkaya, “O arada tarihi Cinci Hamamının önünde boyacılık yaptım. Yani 80 yılına kadar. Oradaki esnaf bizi çok sevdi. O dönemde ayakkabı boyası aldığım rahmetli Namık Gültekin usta vardı. Bir gün parayı verirken otur bakalım dedi. Hata mı yaptım diye korktum. Sen iyi bir çocuksun, bu işi yapma, git bir ustanın yanında çalış dedi. Beni yanına almasını söyledim ama işinin ağır olduğunu söyledi. Ahmet Özkan isimli ustanın yanına git dedi. Akşam eve geldiğimde babamla konuştum. Sağ olsun usta sabah gelsin demiş. Ustamın yanına girdim. Bana hem ustalık yaptı hem de çıraklık yaptı. Beni topluma kazandırdı” diye konuştu.
GÜCÜM YETTİĞİ KADAR SANATIMA DEVAM EDECEĞİM
Yaptığı mesleğin çok emek istediğini ve işçiliğin ağır bir sanat olduğunu dile getiren Başkaya, buna rağmen işini çok sevdiğini aktararak, “10 metrekarelik bir dükkanımda gücüm yettiği kadar sanatıma devam edeceğim” ifadelerini kullandı.