Karabük Barosu, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü kapsamında bir basın açıklaması yaptı.

Karabük Barosu yaptığı basın açıklamasında şu ifadelere yer verdi;

"8 Mart, kadınların eşitlik, özgürlük ve hak mücadelesinin simgesi olmuştur. Bu tarih, 1857 yılında ABD’nin New York şehrinde 40.000 kadın işçinin eşit ücret, daha kısa çalışma saatleri ve doğum izni talepleriyle başlattıkları grev sırasında çıkan yangında 129 kadının hayatını kaybetmesiyle anılmaktadır. Ardından, 1910’da Clara Zetkin’in önerisiyle 8 Mart, "Dünya Emekçi Kadınlar Günü" olarak kabul edilmiştir.

Bugün, 8 Mart yalnızca bir kutlama değil, kadınların toplumsal, ekonomik ve siyasal eşitlik taleplerini duyurduğu, şiddet ve ayrımcılıkla mücadele ettiği bir gündür. Kadınlar, tarih boyunca büyük yükleri omuzlamış, ancak hala birçok alanda eşitsizlik, şiddet ve ayrımcılıkla karşı karşıyadır.

Kadınlar, dünya nüfusunun yarısını oluştursa da karar alma mekanizmalarında yeterince temsil edilmemektedir. Dünya Ekonomik Forumu’nun Küresel Cinsiyet Uçurumu raporuna göre, cinsiyet eşitliğine ulaşmak için dünya genelinde 134 yıl daha gereklidir. Türkiye, 146 ülke arasında cinsiyet eşitliği sıralamasında 127. sırada yer alırken, kadınlar sağlık, siyaset, ekonomi ve iş gücünde hâlâ ciddi eşitsizliklerle karşılaşmaktadır.

Kadın cinayetleri ve şiddet vakaları da her geçen yıl artmaktadır. 2024 yılında 394 kadın cinayeti işlenmiş, 258 şüpheli ölüm yaşanmıştır. Kadınlara yönelik şiddet, sadece bireysel bir sorun değil, toplumsal bir sorundur ve bunun çözülmesi için köklü bir yaklaşım gereklidir.

Kadınlara özel bir günün varlığı, aslında toplumsal cinsiyet eşitsizliğinin ve kadınların dezavantajlı konumunun bir yansımasıdır. Bir toplumda kadınlar için ayrılmış bir günün gerekliliği, kadının hala toplumsal hayatta eşitlikten mahrum bırakıldığı, kendi potansiyelini tam anlamıyla gerçekleştiremeyen bir birey olarak görüldüğü bir zihniyetin eseridir. Kadınların sadece bir gün değil, her gün eşit haklara sahip olması gerektiği gerçeği, insanlığın erdemi ve toplumsal ilerlemenin ölçütüdür. Bu durum, kadını sadece bir “günü” olan özel bir varlık olarak görmektense, her anın ve her alanın eşit katılımcısı olarak görmekle aşılabilir. Kadınların bu ayrımcılığa karşı verdiği mücadele, aslında insanlığın tüm vicdanının ortak sorumluluğudur.

Devlet, kadınlara yönelik şiddeti açıkça kınamalı, karar alma süreçlerinde eşit temsili sağlamalı, kadın istihdamını artırmalı ve ekonomik özgürlüklerini güçlendirmek için gerekli adımları atmalıdır. Ayrıca, şiddet mağdurlarına yönelik destekleyici önlemler alınmalı ve 6284 sayılı kanun etkin bir şekilde uygulanmalıdır.

Kadınların haklarını savunmak, yalnızca kadınların değil, tüm toplumun ortak sorumluluğudur. Toplumsal cinsiyet eşitliği sağlandığında, sadece kadınlar değil, tüm toplum daha ileriye taşınacaktır. Kadınların sesi, toplumun gücüdür. 8 Mart, yalnızca bir gün değil, yıl boyunca süren bir dayanışma ve mücadeledir. Kadınlar, hayatın her alanında eşit yerini alana kadar mücadelemiz devam edecektir.

Bu vesileyle, Karabük Barosu olarak tüm dünya kadınlarının 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü’nü kutlar, eşitlik ve adalet mücadelesinde kadınlarımızın yanlarında olduğumuzu belirtiriz.

Açıklamamızı, Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün şu anlamlı sözüyle tamamlamak istiyoruz:
‘’KADINLARI GERİ BIRAKAN BİR TOPLUM GERİ KALMAYA MAHKUMDUR.’’ "

Kaynak: Karabük Barosu