Ergün Başkaya'nın "KARABÜK, HASTA, ZAYIF VE GÜÇSÜZ DÖRT YIL GEÇİRDİ" başlıklı 19.12.2022 tarihli köşe yazısı.

Halk arasında bilinen bir söz ile başlayalım.

Bilen de konuşuyor,

Bilmeyen de konuşuyor…

Bir hafta, on gündür KBÜ Eğitim Araştırma Hastanesi ile Safranbolu Devlet Hastanesi Başhekimlerinin Sağlık Bakanlığı tarafından yeniden sözleşme yapılmaması ve görevlerinin sonlandırılması gündemden düşmüyor.

Toplumun birçok kesimlerinden farklı farklı reaksiyonlar ortaya konuluyor.

Bunların yanı sıra bilen de bilmeyen de kendi sosyal medyalarından konuyla ilgili yazılar paylaşıyorlar.

Konulan tepkilerin çoğunluğu, AK Parti Safranbolu İlçe Başkanı Av. Mehmet Sarı ile İl Başkanı Av. İsmail Altınöz’e karşı yapılan sert eleştirilerden oluşuyor.

KBÜ Eğitim Araştırma Hastanesi Başhekimi Doç. Dr. Nihat Yılmaz ile Safranbolu Devlet Hastanesi Başhekimi Op. Dr. Erkan Andaç’ın görevlerinin sonlanması, il ve ilçe başkanına mal edildi.

Tabi ki bürokrasideki yöneticilerin siyasi irade ile belirleniyor olması, böyle bir sonucu doğurdu.

Peki, Karabük’ün üç milletvekilinden ikisi de AK Parti’den ama…

İl, ilçe başkanları madem başhekimlerin değişmesi yönünde iradelerini ortaya koyarken, milletvekilleri ne yapıyorlardı?

İki başhekim de siyasi iradenin onayı ile iki yıl önce atandı.

Sözleşmeleri gerçekten ve sadece yine il, ilçe başkanı istemediğinden mi uzatılmadı?

Aralarında hastane başhekimlerinin de olduğu sağlıktaki sözleşmeli yönetici ve idarecilerin belirlenmesi, görev sürelerini ve diğer düzenlemeleri sıralayan, Sağlık Alanında Bazı Düzenlemeler Hakkında Kanun Hükmündeki Kararnamedeki ilgili maddede ne yazıyor, bir bakalım;

“…. sayılı cetvelde belirtilen pozisyonlardaki sözleşmeli personelin sözleşmeleri Bakan tarafından imzalanır. Belirtilen pozisyonlardaki sözleşmeli personelin sözleşmeleri iki yıldan dört yıla kadar yapılabilir ve süre sonunda tekrar sözleşme imzalanabilir.

Bu şekilde istihdam edilecek personelle yapılacak sözleşme ekinde kurumsal hedefler ve performans değerlendirme kriterleri de gözetilerek hazırlanan bireysel performans kriterleri ve hedefleri belirtilir.

Sözleşme eki performans hedeflerindeki gerçekleşmelere bağlı olarak süresinden önce de sözleşmeler sona erdirilebilir.”

İlgili maddede, bireysel performans kriterleri ve kamu hedeflerinin sözleşmelerin yenilenmesinde esas alındığına işaret ediliyor.

İki başhekimin sözleşmesinin yenilenmemesinde, görev süreleri boyunca tutulan bireysel performans kriterleri ve kamu hedefleri acaba hiç gözetilmedi mi?

Ya da bu performans kriterleri ve kamu hedefleri, sözleşmelerin uzatılmamasının ana sebebi mi?

Kamuoyunu günlerdir meşgul eden başhekimlerin görev sürelerinin Sağlık Bakanlığı tarafından neden uzatılmadığı ortaya konulmalı.

Konulsun ki, tartışmalara da bir nokta konsun.

-----------OooO-----------

Bizim bildiğimiz kadarıyla, Kamu Sağlık Performansında Karabük 81 ilde, son sıralarda.

Aylardır vatandaşların hastanelerden MHRS sistemi ile randevu alamadığı, yine MR ve Ultrason gibi görüntüleme hizmetlerinde aylar sonrasına randevu verildiği, Acil Servislerin felç haline geldiği gibi şikayetler, başhekimlerin alınmasıyla daha da sorgulanıyor.

- “İl Sağlık Müdürlüğünün ilimizdeki kamu sağlık sektöründeki sıkıntılarda hiç mi sorumluluğu yok?”

- “Sadece başhekimler mi başarısızdı ve müdürlüktekilerin tamamının görevleri neden uzatıldı?”

- “İlimizdeki sağlık alanındaki başarısızlıkların faturası sadece bu iki başhekime mi kesiliyor?”

Şeklindeki eleştirilerin de maalesef çok fazla haklı yönleri var.

Üç ay önce “7 Yıllık görevimde yoruldum, ayrılmak istiyorum.” diyenlerin sözleşmesi yenilenerek görevinin uzatılması da ayrı bir tartışma konusudur.

Şimdi oluşan tepkiler nedeniyle, iki hastanenin başhekimlerinin sözleşmelerinin yenilenmesi konusunda bakanlığa ricada bulunulmuş ve sözleşmeleri uzatılmayan Nihat Yılmaz ile Erkan Andaç’ın sözleşmeleri uzatılarak, başhekimlik görevlerinde kalacaklarmış.

Bu karar da siyasi iradeyi zaaf içine sokacak ve yaralayacaktır.

İl Başkanı ile Safranbolu İlçe Başkanı bu sürecin altında kalacak ta,

Bakanlığa ricada bulunan vekiller, toplum yargısından sıyrılabilecekler mi?

-----------OooO-----------

Karabük’te üç kamu hastanesinin yıkılarak, yerine tek hastane yapılması,

İl merkezinde Eğitim ve Araştırma Hastanesinin yanı sıra ayrıca bir Şehir Hastanesi veya Devlet Hastanesinin olmaması,

Uzman doktorlar ile sağlık personelleri sayısının yeterli olmaması,

Acil Servislerin yetersiz kalması,

Safranbolu Devlet Hastanesinin doktor ve sağlık personeli kadrosu ile tıbbi cihazlarla güçlendirilerek, KBÜ E.A. Hastanesinin yükünün hafifletilmemesi,

Yenice ile Eflani Devlet Hastanelerinin de aynı şekilde güçlendirilmediğinden, ilçelerde performanslı bir şekilde sağlık hizmetlerini verememeleri,

Hükümetin sağlık hizmetlerinden Karabük siyaset temsilcilerinin Ankara’dan istediğini alamaması,

Bu ve bunun gibi onlarca sorunlar, aslında ilimizde dibe vuran sağlık sektörünün ana nedenleridir.  

Kamu yöneticilerinde isimlere takılarak, tartışmaların gündeme oturması ise çok daha tehlikeli ve kısır bir süreci başlatıyor.

Kamu idarecilerinde isim yoktur.

Başarılı olan ve olamayan vardır.

-----------OooO-----------

Tüm bu yaşanılanlar, aslında 4 yıldır Karabük’ün güçlü bir siyaset ile Ankara’da temsil edilmemesinden kaynaklanıyor.

Bir Mehmet Ali Şahin gibi,

Bir Ali Keskinkılıç gibi,

Karabük’ün güçlü isimleri TBMM’de bizi temsil etselerdi,

Son birkaç yıldır Karabük için konulan, “Karabük’ün Sahibi Yok” teşhisi ile bu yaşanılanlar hiç olmazdı.

Karabük sadece Sağlık alanında değil,

Birçok alanda ve her yönü ile

Hasta,

Zayıf,

Güçsüz,

Dört yıl geçirdi.

Önümüzdeki bir dört yılı daha böyle geçirmemek için,

Ankara’da, Karabük adına istediğini alabilecek güçlü isimler ile temsil edilmemiz kaçınılmaz bir şart.