Kardemir A.Ş. sürekli üretimini arttırarak, gelişimini sağlıyor. Şirket politikasında üretim artışı ve karlılık ön planda tutuluyor.
Fakat Kardemir A.Ş. yöneticileri Türkiye’nin de kapsamı içinde olduğu, Avrupa Birliğinin Yeşil Mutabakatını (Greendeal) ne zaman gündemine alacak?
Şirket yönetimi çevre yatırımlarını sürekli ötelediği gibi, karbon ayak izini azaltacak yatırımları planlamasına hala almamakta.
AB Yeşil Mutabakat (Greendeal) Nedir?
Avrupa Birliği Yeşil Mutabakatı (Karbon Ayak izi); Avrupa'yı 2050'de iklimi nötr hale getirmeyi amaçlayan Avrupa Komisyonu tarafından yürütülen bir dizi politika girişimidir.
AB'nin 2030 yılı için sera gazı emisyonunu azaltma hedefini 1990 yılı seviyelerine kıyasla en az %50'ye ve %55'e çıkarmak için etki değerlendirmeli bir planlamadır. Planın oluşturulmasını zorlayan nedenler, iklim değişikliği, biyolojik çeşitlilik kaybı, ozon tabakasının incelmesi, su kirliliği, kentsel stres, atık üretimi ve daha fazlası gibi çevresel sorunlara dayanmaktadır.
Avrupa Yeşil Mutabakatı; temiz, döngüsel bir ekonomiye geçerek ve iklim değişikliğini durdurarak, biyolojik çeşitlilik kaybını geri döndürerek ve kirliliği azaltarak kaynakların verimli kullanımını artırmayı amaçlıyor. İhtiyaç duyulan yatırımları ve mevcut finansman araçlarını özetlemekte ve adil, kapsayıcı bir geçişin nasıl sağlanacağını açıklamaktadır.
Avrupa Yeşil Mutabakatı çerçevesinde vergi mekanizması düzenlemesi de yapılarak, Sınırda Karbon Düzenlemesi (SKD) mekanizması AB tüzüğü olarak açıklanmıştır. İlgili tüzük enerji yoğun 5 sektörün ithalatını hedefleyerek bu sektörlerin karbon emisyonunun düşürülmesine yönelik düzenleme ve fiyatlandırma amacıyla kurulmuştur.
Bu 5 enerji yoğun sektörler şu şekildedir; Demir-Çelik, Alüminyum, Çimento, Gübre ve Elektrik.
Karbon Vergisi Geliyor ve Kardemir A.Ş. Ne kadar Etkilenecek?
Sınırda Karbon Düzenleme Mekanizması 1 Ekim 2023 tarihinde uygulamaya girdi. İthalatçılar için ilk raporlama dönemi 31 Ocak 2024’de sona erecek. Yönetmelik uyarınca AB, Sınırda Karbon Düzenleme Mekanizması (SKDM) için 1 Ekim 2023’ten 31 Aralık 2025’e kadar bir geçiş dönemi uygulayacak ve üç aylık raporlama yükümlülüğü olacak. Yani ithalatçıların belirli bir takvim yılında ithal edilen mallarda bulunan toplam doğrulanmış sera gazı (GHG) emisyonlarını bildirmeleri gerekecek. Mali yükümlülükler ise 1 Ocak 2026’da başlayacak.
Geçtiğimiz günlerde Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek de kısaca ‘Karbon Vergisi’ olarak tanımlanan vergi uygulamasını hayata geçireceklerini de açıkladı.
Her ne kadar Kardemir A.Ş. ağırlıklı bir ihracatçı şirket olmasa da ve üretiminin çoğunluğunu iç piyasaya sunsa da Yeşil Mutabakatın getirdiği çevre yatırımlarını planlamasına alması artık kaçınılmaz olmuştur.
Karbon Vergisi uygulamasından dolayı Kardemir A.Ş, ürettiği ürün çeşitliliğinin tamamını direk veya dolaylı yoldan başta Avrupa ülkeleri olmak üzere, Yeşil Mutabakata imza atan ülkelere ihraç ederken yüksek miktarlarda karbon vergisi ödemek zorunda kalacak.
Kardemir A.Ş, Yeşil Mutabakata uyan çevre yatırımlarını yapmazsa, yakın gelecekte üretim sürekliliğini ve şirket faaliyetlerini tehlikeye sokacaktır.
Sürdürülebilir sanayi olabilmesi için çevre yatırımlarını AB Standartlarına göre yapması kesin bir realitedir.
KARDEMİR A.Ş. Karabük’te Çevre Kirliliğinin Baş Aktörü
Son 20 yıl içinde üretimini iki, üç katına çıkartan Kardemir A.Ş., üretim kapasitesi arttırma yatırımlarına orantısal derecede çevre yatırımlarını yapmamış ve ihmal etmiştir.
20 Yıl önce 1 Milyon Ton üretim kapasitesine sahip olan Kardemir A.Ş’nin şu anki üretim kapasitesi 2,2 Milyon tona çıkmış ve önümüzdeki yakın tarihte üretimini 3,5 Milyon tona çıkarmayı hedefliyor.
İklim değişikliğinin birinci nedeni olan sera gazı emisyonunun ve hava kirliliğinin en büyük faktörü olan Kardemir A.Ş’deki yüksek fırın sayısı da 5’e çıkmıştır. Yüksek fırınlarda fosil yakıtlar arasında en çok hava kirliliği yapan kömür kullanılmakta.
Üretim artışı ve karlılıktan başka bir hedefi olmayan Kardemir Yönetimi, artık Yeşil Mutabakata uygun çevre yatırımlarını en kısa sürede planlamasına almalıdır.
Üretim kapasitesine paralel olarak çevre yatırımlarını yapmayan Kardemir A.Ş Fabrikaları aynı zamanda Karabük şehrinin içinde sayılacak bir konuma sahip.
Kardemir’in lokasyonu şehirde yaşayan 120 Bin nüfusun sağlığını ciddi anlamda tehdit etmeye ve insan sağlığı üzerindeki bu olumsuz etkisi her geçen zaman daha da artmaktadır.
KARDEMİR Yönetimi Dünyaya ve Başta 120 Bin Karabük İnsanına Karşı Suç İşliyor
Kardemir A.Ş. Yönetim kademesi, üretim kapasitesini arttırmaya yönelik sürekli milyon dolarlık yatırımlar yaparken, Avrupa Birliğinin ön gördüğü çevre yatırımlarını yapmamasından dolayı şu suçları işliyor;
Başta hava kirliliği olmak üzere, oluşturduğu her türlü çevre kirliliğinden dolayı Karabük’te yaşayan her bir bireyin sağlığını tehlikeye atıyor.
İnsan sağlığını tehlikeye atmaktan dolayı suç işliyor.
Bacalarına yüksek teknolojiye sahip filtreler koymadığından iklim değişikliğinin en büyük etkisi olan sera gazı emisyonu son derece yüksek.
Hava kirliliğinin yanı sıra su ve toprak kirliliği de yapan Kardemir A.Ş. Fabrikaları, yıllardır tam önlem almadığından dolayı doğadaki tarıma zarar veriyor ve biyolojik çeşitliliği tehlikeye sokuyor.
Oluşturduğu hava, su ve toprak kirliliğinin yanı sıra, şehrin içinde olduğundan kentsel strese de neden oluyor.
Kardemir’in geçmiş ve şu anki karar mekanizmasını oluşturan yöneticiler hakkında, bu nedenlerden dolayı her ne kadar şu ana kadar yargı incelemesi olmasa da yarın yargı incelemesi altına alınmayacakları anlamına gelmiyor. Önümüzdeki yakın bir tarihte, Türk Yargısı ile Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinde çevre yatırımları ihmallerinden dolayı yargılanacakları kaçınılmaz bir gerçektir.