Roma döneminde yayıldığı alan bakımından Paflagonya bölgesinin en büyük kentlerinden biri olan Pompeipolis'teki kazı çalışmaları, Kültür ve Turizm Bakanlığı adına Karabük Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Arkeoloji Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Mevlüt Eliüşük başkanlığında yürütülüyor. Kastamonu'nun Taşköprü ilçesine bağlı Zımbıllı Tepe mevkiinde yer alan tarihi Paflagonya bölgesinin başkenti Pompeipolis Antik Kenti'ndeki kazı çalışmalarının yanı sıra, bulunan villa bölümünde insanların beslenme şekilleri ile böcek çeşitlerinin araştırılmasına başlandı.
Yaklaşık bin 600 metrekare alana sahip Roma villasında tuvalet kanalında yürütülen çalışmalarda toplanan tohumlar, Bartın Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Sanat Tarihi Bölümü Dr. Öğretim Üyesi Mustafa Nuri Tatbul tarafından laboratuvarda incelenerek ayrıştırılıyor. İnsanların bin 800 yıl önce nasıl beslendikleri ve o döneme ait hangi besinlerin yenildiğinin ortaya çıkarılacağı çalışma çerçevesinde böcek çeşitleri de araştırılıyor. Elde edilen verilerle birlikte o dönemdeki çevresel arkeolojik çalışmalara katkı sağlanması hedefleniyor. Yapılan incelemelerde şu ana kadar 50 farklı bitki türünü tanımlanırken, bin 800 yıl öncesine ait olduğu düşünülen arı da kazı çalışmalarında tespit edildi.
"Bitki Kalıntıları Aracılığı İle Yerleşimin Beslenme Alışkanlıklarını Anlamaya Çalışıyorum"
Çalışmalarla ilgili bilgi veren Bartın Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Sanat Tarihi Bölümü Dr. Öğretim Üyesi Mustafa Nuri Tatbul, "Bu projede ben çevresel arkeoloji çalışmalarıyla ilgileniyorum ve bir alt disipline olan arkeobotanik çalışmaları yürütüyorum. Bu çalışmanın kapsamında yerleşimdeki villada bulunan çöp çukuru, yanık alanlar, mutfak alanı, depolama alanı, su sistemi, kanalizasyon gibi ortamlardan örnekler alıyorum ve toprak örneklerini suda yüzdürme yöntemini uyguluyorum ve bitki kalıntılarını ayırıyorum. Bu ayırdığım bitki kalıntıları aracılığı ile yerleşimin beslenme alışkanlıklarını anlamaya çalışıyorum. Bu birinci amacım. Bu çalışmanın sonucunda da yerleşiğindeki insanların ekonomik olarak kullandıkları tahıllar, baklagiller, meyve türleri gibi bitkileri yani ekonomik önemi olan bitkileri değerlendirerek yerleşimin ekonomisini anlamaya çalışıyorum. Aynı zamanda üretim, tüketim, atık gibi davranışları da gözlemleyebiliyoruz, tanımlayabiliyoruz" dedi.
"Şimdiye Kadar Yaklaşık 50 Farklı Bitki Türünü Tanımlayabildik"
Çalışmaların döneme ışık tutacağını kaydeden Tatbul, "İkinci amacım bu yerleşimde yerleşimin etrafındaki mikrofauna yani küçük hayvan türleri ve aynı zamanda flora yani yerleşim etrafındaki geçmişteki bitki örtüsünü tanımlamaya çalışıyorum. Böylece yerleşimin etrafında geçmiş dönemdeki çevresel şartları anlayabileceğiz. Bunun için de ikinci öneme sahip olan yabani bitki türleri, bu bitki türleri şimdiye kadar yaklaşık 50 farklı bitki türünü tanımlayabildik. Bu yerleşimin de yaşamın sürdüğü, terk edildiği, tekrar yerleşildiği ve tekrar terk edildiği gibi yaklaşık 800-900 yıllık bir süre kullanılmış. Bu sayede bu yerleşim süreci içinde geçmiş çevrenin yeniden kurgulanmasını, bilimsel veriler aracılığıyla yapmayı planlıyorum" diye konuştu.
"Geçmiş Dönemden Günümüze Kalan Böcekleri De İnceliyoruz"
Böcek türlerini tespit ederek dönemin çevresel şartlarını tespit etmeye de çalıştıklarını kaydeden Tatbul, "Bir diğer alan böcek bilimi. Bizim bu aldığımız örneklerde böcekler de çıkıyor. Bunun için de yine biyologlarla birlikte çalışarak başka bilgilere ulaşacağız ve böylelikle hem bitki hem de mikrofaunayı analiz ederek geçmiş doğal şartları daha iyi anlayabileceğiz. Yabani bitki türleri çok önemli, çünkü her bir türün yaşam şartları var. Örneğin yaşadığı bir sıcaklık aralığı var. Bir yağış rejimi var, bir nem oranı var ve bu açıdan bakarak belki geçmiş iklim ve çevresel şartları da öğrenebiliriz" ifadelerini kullandı.