Hepimizin doğru ve yanlış kavramları vardır. Doğru ve yanlış kişiden kişiye göre değişebilir yani özneldir. Doğru olarak nitelendirilen durumların dışında bir eylem gerçekleştirdiğimizde yanlış veya hatalı davrandığımızı yorumlarız. Yanlış olarak değerlendirdiğimiz davranışların sonucunda kimileri pişmanlık ve utanç yaşayıp kendilerini suçlamaya başlarlar. Bu aynı zamanda kişinin kendine hata yapma fırsatı vermediğinin bir göstergesidir.
Kendini sürekli olarak yargılama eğilimi olan kişiler, kendilerini ve başkalarını suçlama eğiliminde olurlar. Herkesin gerçekliğinin farklı olduğunu kendimize hatırlatırsak bir başkasını suçlama eğiliminde olmayız. En iyisini ve en doğrusunu yapmak bizi kaygılandırır. Kendimize yanlış yapma fırsatını vererek suçlayıcı bir tavırdan uzaklaşmış oluruz.
Yanlış veya doğru olarak nitelendirdiğimiz durumları kimler tarafından nasıl öğrendiğimize odaklanabiliriz. Ebeveynlerimiz ve çevremiz, yaptığımız olumsuz davranışların sonuçlarını bize anlatmak yerine eleştirir, kızar veya azarlarsa kendimize şefkatli davranmayı öğrenemeyiz. Ayrıca ‘Senin için nelere katlandım, ben sadece sen mutlu ol diye konuşuyorum, sürekli iyiliğini düşünüyorum’ gibi cümleler fedakarlık kisvesi altında karşımızdaki kişilere vicdani yük bırakır. Kendisinden beklenilen davranışları gerçekleştiremeyen kişiler kendilerini suçlu hissedebilirler.
İstenildiği gibi başarı, makam, mevki, statü, karakter, maddiyat elde edemediğinde yeni bir yol haritası çizmek yerine yaptığı yanlışlara odaklanır. Sürekli kendini suçlayan insanlar başkalarının da kendisini suçlayacağını düşündüğü için adım atmakta güçlük çekerler ve yalnızlaşabilirler.
Psikolojik Danışman Ekrem Çağrı Öztürk , 'Çevresindekilere her hareketiyle zarar verdiğini düşünen kişiler yoğun mahcubiyet yaşayarak sürekli özür dileme eğiliminde olabilirler. Bunun yerine karşılıklı duyguları paylaşarak yaşanılanların öğretilerini dillendirebilirler. Bazıları elinde olmayan ve müdahil olamayacağı şeyler için suçluluk yaşayabilir.
Örneğin; bazıları ebeveynlerinin sürekli kavga etmesinden kendisini sorumlu tutar veya yakınını kaybeden biri daha farklı senaryoların olabileceğini düşünerek ‘keşke’ kelimesini söyleyerek kendini suçlar. Herkesin kendi eylemlerinden sorumlu olduğu düşüncesini unutup her şeyin kendisiyle alakalı olduğunu düşünerek sonuca hükmetmeye çalışırlar. Hayatın belirsiz olduğunu ve kendi eylemlerimizin sorumluluğunu almak bizi daha özgür kılar.'' dedi.